Petrol, kömür ve doğalgaz gibi fosil yakıtların aşırı tüketilmesi nedeniyle son 150 yıldır fazla miktarda zararlı gazlar ve parçacıklar atmosfere salınmaktadır. Bunun sonucu olarak atmosferdeki ozon tabakasını seyrelten sera gazlarının miktarında önemli artışlar meydana gelmiştir. Bu gazların miktarındaki artış beraberinde sera etkisini arttırarak bugün yaşanan küresel ısınma ve iklim değişikliği problemine yol açmıştır. İklim değişikliğinin etkisi, sıcaklıklardaki artıştan ibaret değil. Kuraklık, seller ve şiddetli kasırgalar gibi aşırı hava olaylarının sıklığı ve şiddetindeki artış bunun bir göstergesi.

2007 yılında Klimatologlar arasında yapılan bir anket gösterdi ki, %97,4’ü küresel ısınmayı doğruluyor. Bu oran muhtemelen günümüzde %100’e ulaşmış durumda. Günümüzde bilim insanları küresel ısınma konusunda hemfikirdirler. Küresel İklim Değişikliği insani endüstriyel, tarımsal ve enerji tüketimi gibi faaliyetlerinin sonucu olarak atmosferdeki miktarı ve yoğunluğu artan sera gazlarının neden olduğu iklim değişiklikleridir. Bu iklim değişikleri kuraklık, çölleşme, yağışlardaki dengesizlik ve sapmalar, su baskınları, tayfun, fırtına, hortum vb. meteorolojik olaylarda artışlar gibi belirtilerle kendini gösterir.

Birkaç derece dünya üzerinde büyük etkiler oluşturabilir. Birkaç derece artış buzul çağını başlatabilir veya birkaç derecelik artış buzulların erimesine yol açabilir. Küresel ısınma dünya üzerindeki ortalama sıcaklığı ifade ediyor, ama biliyoruz ki dünya üzerindeki sıcaklık artışı her bölgede aynı şekilde yaşanmayacak. Bu artış bazı bölgelerde 10 dereceyi bulabilir. Bunun sonucu aşırı kuraklık, Orman yangınları, çevreyle ilgili hayatın değişmesi, toplu insan ve hayvan ölümleri gibi durumlar ortaya çıkabilir.

Henüz hiçbir şey için geç kalmış sayılmayız. Artık ülkeler bu konuda bilinçlendi. Paris anlaşmasının imzalanması da bunun bir göstergesi. Bazı ülkeler bu konuda planlamalarını yaptılar. Dünya çapında üretim yapan firmalar dizel araç üretimini durdurma kararı aldılar. Avrupa’nın önemli ülkeleri artık yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiş durumdalar. Bunların dışında sera gazı oluşumunu azaltmak için alınabilecek bazı tedbirlerde mevcut. Mesela; ormanları çoğaltmak, denizlerdeki alg üretimini arttırmak, karbon dioksit gazını havadan emip enerji üreten sistemler kurmak gibi…

Amerika’nın dünyada üretilen sera gazı oluşumunda önemli bir payı vardır ancak sera gazı oluşumunun en büyük sorumlusu Amerika değil Çin’dir. Dünyanın en fazla meden kömürü tüketen ülkesi Çin’de ulusal toprak kontaminasyonu ve çevre kirliliği problemleri tüm hızı ile sürmektedir. Nüfus yoğunluğu yüksek olan Çin, ne yazık ki, çeşitli ekolojik ve çevresel sorunlar ile yüz yüze gelmektedir. Çin dünyadaki sera gazı oluşumunun % 25’ten fazlasından sorumludur. Bu konuda Amerika Birleşik Devletlerinin payı ise % 16 civarındadır.

Türkiye iklim değişikliklerinden etkilenecek en hassas ülkelerden biridir. Yarı tropik kuşakta ve Akdeniz ikliminin hâkim olduğu bölgede bulunan ülkemizin küresel ısınmanın neden olacağı problemleri yaşayacağı hatta yaşamakta olduğu görülmektedir. Aşırı yağışlar, görülmemiş soğuklar, araçlara ve evlere zarar verebilen büyük parçalı dolu yağışı, can ve toprak kaybına neden olan seller sık sık haber bültenlerinde yer almaktadır. Yaşanacak kuraklık sebebiyle toprak ürünlerinde fiyatların yükseleceği ve akarsuların debisinin azalması dolayısı ile enerji maliyetlerinin artacağı aşikârdır.

İstanbul için ulaşım, su, atık su ve atık yönetiminden şehir aydınlatmasına kadar birçok konuda enerji verimliliğine yönelik projeler hayata geçiriliyor. Karbon emisyonlarının kent içindeki en önemli kaynakları belirleniyor ve gerekli önleyici faaliyetler planlanıyor. İstanbul’un sera gazı envanteri çıkarılıyor. Çeşitli bilinçlendirme ve bilgilendirme faaliyetleri yürütülüyor. İklim değişikliğinin İstanbul’u nasıl etkileyeceği inceleniyor. Ulusal eylem planı ile uyumlu bir emisyon azaltım hedefi konması planlanıyor. Raylı sistem yaygınlaştırılıyor.

Ulaşım temiz yakıtlara geçiyor. 2019 da otobüs filosunun yüzde 25'ini elektrik, yüzde 30’unu CNG ile işletilmesi hedefleniyor. Evsel katı atıktan ortaya çıkan metan gazı emisyonlarını atmosfere çıkmadan toplanıyor ve elektrik üreterek ekonomiye kazandırılıyor. Yeni otoparklar ve park et-devam et alanları ile toplu taşıma özendiriliyor. Elektrik şarj istasyonlarının sayısı artırılıyor.